Dripling, şutu da geliştirir

Basketfaul’de son yazımı yazdığımdan beri epey zaman geçti. Ama bu sürede internette ve televizyonda hep basketbolu takip ettim. İzlenimlerini sizlerle paylaşmak istiyorum. Göstereceğiniz ilgiye şimdiden teşekkür ederim.
 
Türkiye’de basketbol antrenmanı deyince akla önce şut atmak gelir. Antrenman saati içinde en çok şut çalışılır. Bu anlayışı değiştirmek lazım. Özellikle önceliği driplinge vermek oyuncuları hm daha iyi bir şutör, hem de daha iyi bir pasör yapabilir. Driplingle şut atmanın ne ilgisi var derseniz haklısınız, hepimiz başta böyle düşünebiliriz. Fakat topun elimizin hakimiyetine girmesi için dripling çok önemli. Dripling denilince sadece sahanın bir yanından diğer yanına yapılan çalışmalardan bahsetmiyorum. Topun elimizin hakimiyetine girebilmesi için topu ne kadar yere vurursanız top o kadar esiriniz olur. Bu yüzden driplingi durduğunuz yerde yaparken bacak arasından öne gidip geri çekilirken veya sağa sola gider gibi yapıp tekrar şut atarsanız şut isabetiniz çok artar. Sol elinizle dripling çalışırsanız sağ elinizin de topa hakimiyeti artar. Top, bileğinizin avucunuzun ve parmaklarınızın bir uzantısı olmak zorunda kalırsa siz o zaman topa tam anlamıyla patron olursunuz.
 
Çocuklarınızın ileride basketbolcu olmasını istiyorsanız onları dripling çalışmaya zorlayın. Çocuğunuz evde, sokakta, bahçede ne kadar fazla dripling yaparsa ileride daha iyi bir şutör ve basketbolcu da olma ihtimali artar.
 
Bugün Türkiye’de Türk oyuncular içerisinde en iyi şutörün Melih Mahmutoğlu olduğunu kimse tartışamaz. Melih şutörlüğüyle hem kulübüne hem de milli takıma güç katıyor. Fakat Melih’in şutörlüğü yeteri kadar güçlü değil. Melih aynı zamanda çok iyi bir driplingci olsaydı şimdi Avrupa’nın en iyi oyuncularından biri olurdu. Şut atmak için sadece çizginin gerisinde beklemez; tam sahada top taşır, birebirde adam geçer ve daha çok turnike atardı.
 
Özet olarak genç kardeşlerime tavsiyem güç şartlarda dripling çalışmalarıdır.
 

Sevgiler, saygılar.. 

Kaynak: Basketfaul.com