Türk Basketbolunu büyüten adam mı önünü tıkayan adam mı?

Avrupa şampiyonasında alınan mağlubiyetler ve ilk turda elenmemizin üzücü sonuçlarını yaşamaya başladık bile. İstanbul’da yapılan Tübad-Banvit turnuvasına güçlü takımlar katılmasına rağmen turnuva boyunca tribünler bomboştu.Turnuvanın ilk günü cumaydı hafta sonu tribünler dolar diye ümitliydik ama beklenen olmadı son gün tribünlerde sadece 20-25 Galatasaray taraftarı vardı. Hayatını basketbola adamış basketbol adamlarımızın eğer bu gidiş sürecekse buna bir çare bulmaları gerekli. Beko lig bu güne kadar ki en çekişmeli lig olacak bu muhakkak ama bu yıl da tribünler boş kalır, yazılı basında basketbol layık olduğu yeri bulamazsa hepimize herkese çok yazık olur.

Tanjevic görevinden ayrıldı artık bu konuda konuşmak istemiyorum. Tanjevic son toplantıda gayet kibar ve olumlu davranışlarıyla istifa etti. Ama Tanjevic’i oraya getiren ve Türk koçlarına şans vermeyen federasyon yine görevde. Ben birçok kez yazdım ve söyledim. Tanjevic’in kenardan durmadan bağırıp çağırması Türk basketboluna sadece savunmada olumlu katkı yaptı. Savunma basketbolda konsantrasyon işidir. Yugoslav kökenli koçlar kenarda bağırıp çağırarak oyuncuları uyarır onları alert yaparlar.Oyuncu istese de, istemese de koçun bağırışlarıyla savunmaya odaklanır ve konsantre olup görevini yapar. Avrupa basketboluna Yugoslav kökenli koçların katkısı budur. Hücumda ise oyuna kattıkları olumlu bir özellikleri yoktur. Bu yüzden ben bu konuda Tanjevic’e teşekkür ederek konuyu kapatıyorum.

…Ama Türk basketbolunun seneler sonra hala ana çizgileri belli değil. Türk basketbol ekolü basketbol felsefesi nedir diye sorsanız herkes susar veya herkes değişik şeyler söyler. Bu gidişe bir çare bulmalıyız. Türk koçlarla kazanılacak Türk basketbol ekolünü artık belirlemeliyiz. Bunun için bir araya gelip tartışmalıyız ve düşüncelerimizi paylaşmalıyız. Türkiye’de bugün TÜBAD adlı bir kuruluş var. TÜBAD üyelerinin hepsi çok değerli basketbol adamları. Ama onların fikirleri hiç alınmıyor onlara danışılmıyor bile. Buna karşılık TBF üyeleri çok kişilikli üyelerden kurulmasına rağmen bu isimlerin hiçbiri basketbol adamı değiller. Bu yüzden bütün önemli kararlar ( her şeyi sadece ben bilirim) anlayışındaki başkan tarafından alınıyor. Ve Türk milli takımının oynadığı basketbol ve sonuçlar ortada. Milli takımda başarı için karşılıklı sevgi ve saygı olmalıdır. Sevgi ve saygının yerini korku kapatamaz. Bunu milli maçlar oynanırken çok yakından izledik. Turnuva boyunca elinden gelenden fazlasını yapmaya çalışan ölümüne savaşan hiçbir oyuncumuz yoktur. Oyuncularımızın yüzü hiç gülmüyordu. Türk çocuğu duygusaldır, coşarsa durdurulamaz, korkarsa içine kapanır. Avrupa şampiyonasının son maçlarını izliyorsanız İspanya’yı izleyin, 4-5 tanesi NBA’de oynayan İspanyol oyuncuların gayretleri şaşırtıcı. Savunmada yerlerinde duramıyorlar, ayakları üzerinde adeta titreyerek her yöne çok çabuk hareket edebiliyorlar.

Türkiye’de tribünlerin boş kalmasının bir diğer sebebi de sahada hayranlıkla izleyebileceğimizin büyük oyuncularımızın olmayışı. Bu vasıfta bir tek Hidayet vardı, şimdi o da zirvdeden aşağı iniyor. Kaç yıldır söylüyoruz, İspanya da büyük oyuncu yetişmesinin sebebi İspanya’nın çeşitli yerlerindeki oyuncu geliştirme merkezleri. Orada ölü mevsimde yetenekli oyuncular 2-3 ay her gün 2 saat sabah 2 saat akşam fundamentallarını geliştiriyorlar. Oyuncu geliştirme merkezlerinde çift kale oynanmıyor. Koçların ellerinde taktik levhaları yok. Koçlar sadece oyuncuların gelişmelerini kaydediyorlar. Ricky Rubio seneler önce son derece yavaş şutu olmayan bir oyun kurucuydu, bugün ise NBA’de oynuyor. Avrupa şampiyonasında tuttuğu adamları basketbol oynadıklarına pişman ediyor. İspanya kadrosunda 4-5 tane Ricky Rubio ayarında oyuncu var ve hemen hepsi NBA seviyesinde oyun kurucu olarak sorumluluk alıyorlar. Hep söylüyoruz NBA’e oyun kurucu göndermeden ‘basketbolumuz gelişti’ diyemeyiz. Avrupa’da tüm ülkelerde basketbol gelişiyor, artık biz ‘bunları nasıl olsa yeneriz’ diyebileceğimiz bir takım yok. Ama Türk çocuğu basketbola çok yetenekli elleri ve parmakları hassas, gözleri keskin nişancıdır. Ama biz Türk çocuklarının yeteneklerini tamamlayıp geliştirip büyük oyuncu çıkartamıyoruz. Türk çocuğuna büyük haksızlık yapıyoruz Türk çocuğunun tembellik hududu (Comfort Zone) dışına çıkmasını sağlayamıyoruz. Türk çocuğu daha çok gençken taktik çalışmalarıyla kafasını karıştırıyoruz ve çocuklara daha iyi oyuncu olmak heyecanını aşılayamıyoruz. Taktik çalışmaları, onlar basketbolda henüz yarı yoldayken biz fundamental okullarından mezun olduk demelerine sebep oluyor.

Bütün bu sorunların temelinde her şeyi bilen federasyon başkanı var. Basketbolumuzun onun görev süresi boyunca gelişi yayıldığı bir gerçek. Ama bugün basketbol camiası bölünmüş durumda, bir yanda ‘evet efendimciler’ var, diğer yanda inançlarını haykırmak fırsatı bulamayan bir çok basketbol adamı var. Tabiatıyla Federasyon başkanı da bir süre sonra görevinden ayrılacak. Ama onun isminin yanında Türk basketbolunu büyüten adam mı yoksa Türk basketbolunun önünü tıkayan federasyon başkanı mı yazılacak karar onun. Bu yüzden onu son defa uyarıyorum! Genç takımlarda Avrupa şampiyonu olan Türk çocukların yabancı koçlarla büyük oyuncu olmalarının önünü tıkamayalım.

Kaynak: Basketfaul.com