Seyircimiz büyük Türk oyuncuları bekliyor

Basketbolumuzda her yıl daha çok sayıda oyuncu yetişiyor.

Bunun en güzel örneği alt yapıya önem verem Banvitspor. Banvit’in iki takımının da birinci ligde oluşu çok önemli. Bir gün birinci ligdeki takımlarımızdan birinin ligde iki takımı olacağı konusu eskiden inanmayı bırakın konuşulmazdı bile. Banvitspor Kulübü’nü tebrik ediyoruz.

İkinci oyuncu gelişmesinin örneği TOFAŞ. TOFAŞ’ın başkanı Türk basketbolunun efsane isimlerinden Efe Aydan. Efe’nin geçen gün bir demeci vardı; “TOFAŞ sadece otomobil fabrikası değildir, TOFAŞ aynı zamanda oyuncu yetiştirme fabrikası” diyordu. Gerçekten de TOFAŞ’ın kadrosunda da genç ve çok yetenekli birçok oyuncu var. TOFAŞ’a da teşekkür ediyoruz.

Bu çocukların önümüzdeki yıllarda milli takımda yer alacağı muhakkak. Gelelim konunun öbür yanına. Biz çok sayıda oyuncu yetiştiriyoruz ama onları maalesef yeterince geliştiremiyoruz. Bu yetenekli gençler kulüp takımlarında yer aldıkları zaman bile biz olacağımız kadar iyi oyuncu olduk diye daha iyi oyuncu olma savaşından vazgeçiyorlar. Özetle dağa tırmanırken bulunduğumuz yükseklik bize yetiyor. Yolun yarısında zirveye değil aşağıya bakıyoruz. Halbuki Türk çocuğunun tek bir gayesi olmalıdır: Her gün DAHA İYİ oyuncu olmak.

Biz basketbol adamlarının görevi genç oyuncularımızın yeteneklerinin tümünü kullanacakları ortamı hazırlamak olmalıdır. Bu gayenin en kestirme yolu OYUNCU GELİŞTİRME KOÇU anlayışını ülkemiz basketboluna yerleştirmektir. Oyuncu geliştirme koçunun yaşam gayesi ülkemize büyük oyuncu kazandırmak olacaktır. Bugün çok kıymetli birçok koçumuz var. Ama bunların konsantrasyonu haklı olarak maç kazandırmak, çalıştıkları takımı şampiyon yapmak üzerine kuruludur. Ben Efe’ye soruyorum; eğer Efe’nin yanında özel bir oyuncu geliştirme koçu olsaydı ve onun da günlerce, aylarca fundamental ve mental gelişmeleri için uğraşsaydı Efe daha iyi oyuncu olabilir miydi? Bugün Türkiye Avrupa’da öne çıkmak istiyorsa oyuncu geliştirme koçu uygulamasını başlatmak zorundadır. Orhun Ene’ye de soruyorum: İzzet Türkyılmaz yarın milli takımda oynarken, olabileceği kadar iyi oyuncu (büyük oyuncu) olabilecek midir?

Kıymetli basketbol adamları bizimle aynı şekilde düşünüyorlarsa yetkili olduğu kulüplerde bu anlayışı uygulamaya geçirmelidirler. Yarın her kulübümüzde bir oyuncu geliştirme koçu yer alırsa Efe de Orhun da bir kez daha basketbol tarihine geçerler. Bugün Türkiye’de birbirinden bilgili birçok asistan koçumuz var. Asistan koçları, esas koçların taktik tahtasını taşımaktan ve silmekten kurtarmalıyız. Basketbolda özel antrenman şarttır. 10 kişilk antrenmanlarda daha iyi takım olursunuz ama daha iyi oyuncu olmak çok zordur. Bugün Avrupa’da rekabet çok kızıştı. Yarışmayı oyuncularını daha iyi oyuncu yapan ülke kazanacak bu belli. Bu ülke niye Türkiye olmasın. Oyuncu geliştirme koçlarının ilk görevi her oyuncu için ayrı bir not defteri tutmak olacaktır. Bu not defterini oyuncuyla beraber hazırlarlar. Hayatta başarı gayeleri yazıya dökmekle başlar. Çünkü yazıya dökülmeyen gaye rüya olur. Her gayenin bir takvimi olmalıdır. Son bulma tarihi olmadan gaye gerçekleşmez. Örneğin bu ayın sonunda şut isabetini % 40 çıkaracağız gibi. Gelişme koçu oyuncuların her birinin detaylı filmlerini çeker. Bugün artık Amerika’da siz antrenmanları videoya almayıp istatistik tutmuyorsanız boşuna vakit harcıyorsunuz deniyor. Şut, pas, dripling savunma için ayrı notlar tutuluyor ve oyuncular her gün kendilerini daha iyi tanıyorlar. Rakamlarda çok önemli. Bir antrenmanda kaç şut attığınız değil bu şutlardan kaçını soktuğunuz önem taşıyor. Sık sık bahsettiğimiz şut makinesinin altında bir küçük alet var. Sizin bir saatte kaç şut attığınız değil, kaç şutu sayıya çevirdiğinizi de yazıyor. Böylece maç gerilimini antrenmanlarda yaşıyor ve alışıyorsunuz. Bizim görevimiz tribünleri dolduracak seyircilerimizin hayranlıkla izleyebileceği oyuncular yetiştirmek olmalıdır. İsterseniz Furkan Aldemir’i örnek alalım. Furkan’ın basketbolu gelişti. Peki Furkan gizli yeteneğinin şu anda ne kadarını kullanıyor sorusuna benim cevabım ancak yarısını olacaktır. Siz ne düşünüyorsunuz paylaşırsanız sevinirim.

Kaynak: Hürriyet