Özlediğimiz Tutku

Kulüp maçlarını izlerken bile dikkatim daha çok Türk basketbolu üzerinde yoğunlaşıyor. Dünkü G.Saray’ın Çek takımıyla oynadığı maç bana şunu hatırlattı. Bugün Avrupa’da en iyi basketbol ülkelerinden biri olmayı isteyen sadece biz değiliz. Her ülke daha iyi olmanın heyecanını taşıyor. Eğer biz dünya 2.’si olduk diye gevşersek işimiz çok zor olur.

Biz zirveye tırmanmak istiyorsak daha planlı, daha sıkı çalışmalıyız. Yoksa kalabalığın içinden çıkamayız. Ben sık sık oyuncularımızın çoğunu daha iyi oyuncu olma şansları olduğunu ve bu şansı iyi kullanmamız gerektiğini yazıyorum. Dünkü maçta Tutku’nun, oynadığı 15 dakikada ne kadar önemli bir Point Guard olduğunu tekrar izledik. G.Saray maçı kazanırken başrolde Tutku vardı. Point Guard’lık acayip bir görev. Tutku’nun attığı sayı, yaptığı asist kadar önemli başka bir konu var. Oyuna diğer oyuncuların güvendikler bir oyun kurucu girince herkesin motivasyonu, özgüveni değişiyor. Tutku oyuna girinceye kadar Shumpert bir tek şut sokamamıştı. Tutku sahaya girdikten sonra, Shumpert tek bir şut kaçırmadı.

Aynı olay NBA’de de yaşanıyor. Dallas’ın sahibi ABD’nin en hırslı patronu Marc Cuban. Parasının sınırı yok, NBA’de alamayacağı oyuncu da yok. Ama o hala Jason Kidd’i takımın başında tutuyor. Sebebi basit; Jason Kidd’in attığı sayı, yaptığı savunma sınırlı. Ama hücumda diğer oyuncuların özgüvenleri Kidd oyuna girince katlanıyor. Hatta Kidd’den aldıkları paslarda, attıkları şutların isabet oranı artıyor. Jason Kidd’e olan güvenleri sayesinde kendi özgüvenleri de artıyor. Jason Kidd, yeni tanıştığı oyuncularla ilk olarak çok ilginç bir sualle çalışmaya başlıyor. Sual şu ; “ Size pas verdiğimde topu sağ omzunuza mı, yoksa sol omzunuz tarafına mı gelmesini istiyorsunuz?” diyor.
Tutku’nun Türk basketbolunda çok özel bir yeri olma şansı var. Tutku 30 yaşında, artık geç değil mi diyebilirsiniz. Kidd 37 yaşında. Basketbol 100 metre yarışı değil. Basketbol bir maratondur. Uzun vadeli bir yarıştır. Her şey yarışın sonuna doğru belli olur. Gelelim Ömer Onan’a. Ömer 32 yaşında ama bu yıla kadar sadece savunmasıyla öne çıkarken, bu sene hücumda da başrole soyundu. Ömer’in başarısının temelinde özgüveni ve mücadele hırsı yatıyor.
Geçen gün Lig TV’de bir iki dakika futbol konuşması dinledim. Programda bir futbol otoritesi, “F.Bahçe’de Ömer Onan gibi oyuncu olsa her şey değişirdi” diyordu. Evet yanlış anlamadınız. Otorite F.Bahçe’nin futbol takımından bahsetti. Ömer belli ki savaşmasıyla yalnız basketbolda değil, diğer sporlarda da örnek olma yolunda. Tutku’nun oyunu okuma yeteneği sınırsız. Basketbolumuza bir yana bakarken öbür tarafa pas vermeyi (Look away pass) başlatan o. Bugün genç takım antrenmanlarını izlerseniz. Birçok genç Point Guard’ın bu pası kullanmaya başladığını fark ediyorsunuz. Tutku’nun savunması sınırlı, bu yüzden özgüveni tam değil. Ama bu halledilmeyecek bir problem değil. Ben Oktay Mahmudi’nin, Tutku’nun özgüvenini arttırmasını ve onu Türk gençlerine örnek bir lider yapmasını bekliyorum.

Mahmudi’nin G.Saray takımıyla başarısı çok önemli ama onun Tutku’yu Türk basketboluna ideal bir oyun kurucu olarak kazandırması da benim için aynı önemi taşıyor. Tutku’nun soyadı ‘Açık’. Ama onun liderlik yeteneğinin tümü açığa çıkmış değil. Özetle; başarılı olmak bir ‘Tutku’dur.

Sevgiler, saygılar

Kaynak: Basketdergisi.com