Ankara basketbolu ve Türk Telekom

Ankara eskiden Türk Basketbolu’nda başkentiydi. Türk Basketbolu deyince akla önce Ankara ve Ankaralı oyuncular gelirdi. Ama günümüzde öyle bir yere geldik ki Ankara basketbolunun milli ligde kalıp kalmayacağı tartışılır oldu.

Bu yüzden bu konuya eğilmenin zamanı geldi diye düşünüyorum. Bizim zamanımızda Ankara’da Mülkiye, Harbiye ve Kolejler Türkiye’nin en güçlü takımları sıralamasında hep öndeydiler. Gençlerin hayali Ankara’da basketbol oynamaktı.

Ben Darüşşafaka’dan mezun olduğumda Mülkiye’den 90 lira burs kazanmıştım. Ankara’da basketbol oynayacağım için sevinç ve heyecan doluydum. Ama o sıralarda Galatasaray Genç Takımı’yla da antrenmanlara çıkıyordum. Bir gün Türk basketbol tarihinin tartışılmaz bir numaralı ismi Turgut Atakol, beni kulüp başkanıyla görüşmeye çağırdı.

Onunla birlikte Hasnun Galip’teki Galatasaray lokalinin alt katında küçücük bir odada kulüp başkanıyla buluştuk. Başkan bana “Biliyorum Ankara’da basketbol oynamak çok cazip ama biz senin Galatasaray’da oynamanı istiyoruz sana 100 lira burs versek bizde kalır mısın?” dedi. Galatasaray’da oynamanın onuru Atakol’un arzusu beni etkiledi. “Peki” dedim. Odadan çıkınca Turgut ağabey’e “Bu bey kimdir?” diye sordum, cevabı “Ali Sami Yen bey” dedi ve ben basketbolumuzun ilk profesyonel oyuncusu olarak Galatasaray’da basketbol hayatımı tamamladım. Ama benim Ankara’ya gitmemem bir şey değiştirmedi. Yıllarca Türkiye’nin en iyi oyuncuları Ankara’da yetişti. Rüştü Yüce, Orhan Girgin, Erdal Poyrazoğlu, Nuri Tan, Kemal Erdanay, Reşat Güney, Nadir Vekiloğlu bunlardan bazıları..

Bütün bu oyuncular Ankara’da yetişirken İstanbul’da oyuncu yetiştirme sıkıntısı yaşanıyordu. Zaman içinde bu Ankaralı oyuncular İstanbul’a transfer olmaya başladılar ve İstanbul’a geldikleri her kulübü büyük kulüp yaptılar. Eczacıbaşı bunlardan biri… Neden Ankara’da iyi oyuncu yetişiyordu da İstanbul iyi oyuncu hazırlamakta zorlanıyordu? Bu konu ve çözümü bizim internet sayfamızın varoluş sebebi…

Bu konuya her fırsatta değineceğiz. Ama şimdi güncel problem başka; Ankara kulüpleri ekonomik sebeplerden dolayı güçlü takımlar kurmaya zorlanırken ortaya maddi gücü büyük Türk Telekom çıktı. Ve Ankara basketbolunun yeniden ümidi oldu. Ama bu ümit giderek azalıyor. Tesisi, güçlü bütçesi ve Ankaralı basketbol severlerin desteğine sahip Türk Telekom giderek yok oluyor, bunun sebebini anlamak mümkün değil. Ama Türk Telekom sadece kendi taraftarlarına karşı sorumlu değil. Ankara basketboluna hatta Türk basketboluna da sorumlu ama bu sorumluğu yerine getiremiyor. Türk basketbolunun ender güvenilir isimlerinden Ercüment Sunter ortada yok.

Basketbolumuzun geleceği en parlak koçlarından Murat Özyer’i de kaybettiler, en son olarak da tecrübeli koç Faruk Akagün’le de yollarını ayırdılar. Bu durum problemin koçlarda olmadığını gösteriyor. Belli ki problem yönetimde ve çözüm de yönetimde. Telekom yönetimini bilmiyorum, tanımıyorum. Ama bildiğim bir şey basketbol yönetiminin, basketbol sevgisi sınırsız yöneticilerden kurulmuş olması gerekiyor.

Ve kararlar tartışılarak danışılarak alınmalı. Ankara’da basketbol sevgisi bilgisi tartışılmaz iki kişi var. Armağan Asena danışman olabilir ve Ercüment Sunter yetkili ve güçlü olarak görevi ne olursa olsun ortaya çıkmalıdır.

Türk Telekom yönetimi Türk basketboluna en çok faydalı olan yönetim olarak tarihe geçme şansına sahip. Türk basketbolu Edirne ve Trabzon’u kazanmanın sevincini yaşarken Ankara’yı kaybedemez. Kendilerinden bütün Türkiye’ye örnek olarak mükemmel bir organizasyon bekliyoruz.

Kaynak: Cumhuriyet