Ender’in sorunu kafasında

Rytas-Fenerbahçe Ülker maçı bizi çok sevindirdi. Litvanya, Avrupa’nın en çok oyuncu yetiştiren en iyi basketbolunu oynayan ülkelerinin başında gelir. Basketbol ABD’de keşfedildi. Avrupa’ya gelişi ise Litvanya’dan başladı. Litvanya’ya basketbolu getiren Amerikalı bir papazdı. Papazın basketbol anlayışı hareketli serbest oyun tarzıydı. Bu yüzden serbest oyunda oyuncular daha özgür oynayıp, yeteneklerini daha çok kullanma şansı buluyorlardı. Bu devirde yetişen yıldızlar arasında Sabonis, Kurtinaitis gibi birçok oyuncu vardı. Ama bugünkü durumları farklı; hala 37 yaşındaki Jasikevicius’tan medet umuyorlar. Takımdaki en iyi oyuncu basketbolcu mu karikatür mü belli olmayan El Amin gözüküyor.

Bütün Avrupa genç ve iyi oyuncu yetiştirmede zorlanıyor. Türkiye bu zorluğu aşan ilk ülke olursa zirveye yerleşiriz. Tekrarlıyorum Türk çocuğu basketbola çok yetenekli. Bu yeteneği geliştirecek ortamı yaratmak çok ama çok önemli! Cemal Nalga’yı gördünüz Türkiye’de kazaya uğrayan Türk çocuğu Litvanya’nın en iyi takımlarında birinin pivotu… Türk çocuğunun ne kadar iyi şutör olabileceğini ispatı Oğuz Savaş. Oğuz Savaş dünyanın en iri ve uzun oyuncuları arasında yüzü dönük şut ve faul yüzdesiyle ön sıralarda. Siz Shaquille O’Neal’in, Oğuz gibi faul atabilse nerelerde olabileceğini düşünebiliyor musunuz? Bizde problem kısa oyuncular yetiştirmede zorlanmamız. Fenerbahçe’nin kadrosu çok kuvvetli. 12 oyuncusu da çok iyi, bu kadroyu ikiye bölseniz, iki takım da ligde şampiyonluğa oynar. Ama bu 12 oyuncu içerisinde Türk oyun kurucu maalesef yok. Fenerbahçe’nin iki oyun kurucusu da yabancı. Engin Atsür’ü bekliyoruz.

Efes’e gelince… Efes maçı Sinan, Kerem Gönlüm ve Kerem Tunçeri üçgeniyle kazandı. Ama orada problem 239 kez milli formayı giyen oyun kurucumuz Ender Arslan… Ender koç Perasovic’in güvenini kazanmış değil. Olimpija maçında oyuna girmesiyle çıkması bir oldu. Belli ki koçun güveni Wisniewski’de… Bu güven farkı savunmadan kaynaklanıyor. Koç yabancı oyun kurucusunun daha iyi savunmacı olduğuna inanıyor. Haksız da sayılmaz. Bu konu bu yıl Türk basketbolu’nun en çok tartışılıp konuşulacak konusu olabilir. Ender hücumda ülkemizin en yaratıcı oyuncularından biri. Göz yaşı damlası şutunu ve ikili sıkıştırmalarda driplingle aradan geçme becerisini Türk basketbolu’na kazandıran oyuncu o. Üç sayı şutu çok iyi, adamını geçip rakip boyalı sahaya girip takımına faul kazandırmak yeteneği iyi. Ama savunması gerçekten yetersiz. Sebebi bence fiziksel değil. Ender’in ayakları hata elleri kolları oldukça hızlı. İsterse çok hızlı savunmada yapabiliyor. Ama isterse. Bizde genç takım oyuncularının odak noktaları hep hucüma yöneliktir. Savunmaya geri döndüklerinde savunmaya tam anlamıyla konsantre olamazlar. Kafalarının arkasında gene bir sonraki hücum vardır. Ender bunların A takımlarındaki temsilcisi. Basketbolda oyuncu kazanmak çok güç, oyuncu kaybetmek çok kolaydır. Savunmanın temeli ‘ben artık ölümüne savaşacağım’ kararlılığıdır. Efes’te genç, tecrübeli, güçlü iki asistan koç var. Ufuk ve Ekrem… Bence bu ikili, Ender’in savunma problemine ilgi gösterirlerse çok kısa sürede Ender ‘iyi savunmacı’ sınıfına girebilir. Problemin çözümü Ender’in kafasında. İhtiyacı; savunmada sınırsız kesintisiz uyarı gibi gözüküyor. Ender hucümda pota ve çemberle çok dost; ama bakalım savunmada boş toplara sahip olmak için balıklama atlayıp parkelerle tanışacak mı göreceğiz.
Türk basketbol kamuoyunu bu konuya konsantre olmaya çağırıyorum.

Kaynak: Cumhuriyet